18 Temmuz 2009 Cumartesi

Zeynep'in katiline ömür boyu hapis isteniyor

Bursa'da, bankacı sevgilisi 26 yaşındaki Zeynep Silku'yu getirdiği evinde boğarak öldürdüğü iddiası ile tutuklanan 29 yaşındaki Yurdakan Buğra Orki hakkında, "Kasten adam öldürmek" suçundan dava açıldı.

Ömür boyu hapis cezası istenen sanık, önümüzdeki günlerde Bursa 4. ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak.

1983 yılında Yozgat'ın Sorgun ilçesinde dünyaya gelen Zeynep Silku, babası Ali Becerik'in ölümünden sonra ikinci evliliğini yapan annesi Emine Yiğiter tarafından Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'ne verilmişti. 5 yaşına kadar yuvada kalan Zeynep, annesinin velayetini vermesi sonucu Bursa'da oturan ve çocukları olmayan Meliha ve Burhan Silku çiftine evlatlık olarak verilmişti. Özel bir bankanın Heykel Şubesi'nde çalışan Zeynep Silku, 10 yıl içersinde önce üvey annesini ve daha sonra da üvey babasını kaybetmişti.

Kendisine kalan iki evden birinde oturup diğerini kiraya veren Zeynep Silku, geçtiğimiz Nisan ayında söz yüzüğü taktıktan sonra ayrılmaya karar verdiği sevgilisi Yurdakan Buğra Orki'nin, Merkez Osmangazi İlçesi Çırpan Mahallesi'ndeki evinde öldürülmüş olarak bulunmuştu. Vücudunda kesici alet ve kurşun izi bulunmayan Zeynep Silku'nun boğularak öldürüldüğü belirlenirken, kaçan sevgilisi ise olaydan 24 saat sonra yakalanmıştı. Zanlı Orki, sorgulamasında suçunu kabul etmişti.

Bursa Cumhuriyet Savcılığı, çıkartıldığı mahkeme tarafından tutuklanan Yurdakan Buğra Orki hakkındaki soruşturmayı tamamladı. Sevgilisini boğarak öldüren Yurdakan Buğra Orki için Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "Ömür boyu hapis" cezası talebyle dava açıldı.

Yurdakan Buğra Orki'nin yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.

8 Temmuz 2009 Çarşamba

Ülkü Ocakları’ndan Çin zulmünü protesto mitingi

Sorgun Ülkü Ocakları, Çin’de Uygur Türklerine uygulanan katliamı protesto etmek üzere açık hava toplantısı düzenliyor.

Sorgun Ülkü Ocakları Başkanı Fatih Kocatepe, Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’de Müslüman Uygur Türklerine karşı, Çin tarafından uygulanan katliama duyarsız kalmamak adına bir protesto mitingi düzenleyeceklerini bildirdi. Kocatepe’nin verdiği bilgiye göre, 9 Temmuz Perşembe günü öğle namazını müteakiben Salih Paşa Camisi’nin önünden başlayacak ve Cumhuriyet Caddesi istikametinde yapılacak olan yürüyüş, Yeni Belediye Meydanı’na kadar devam edecek. Protesto eylemi, burada basın bildirisinin okunmasıyla sona erecek.

Fatih Kocatepe, bütün sivil toplum kuruluşlarını ve Sorgun halkını protesto eylemlerine destek vermeye çağırdı. Kocatepe, “Müslüman Türk Milleti’ne karşı yapılan emperyalist katliama dur demek için, herkesi bu mitinge katılmaya davet ediyorum” dedi.

4 Temmuz 2009 Cumartesi

Sorgun bu akşam “Aşıklar Bayramı” ile coşacak

Sorgun Yazarlar Aşıklar Şairler Kültür ve Araştırma Derneği tarafından düzenlenen Sorgun Aşıklar Bayramı, bu gün saat 20.30’da İlyas Arslan Sinema ve Tiyatro Salonu’nda yapılacak.
Sorgun’lu Aşık Dindarî ve Şair Kasım Kazancıklıoğlu’nun hatırasına düzenlenen geceye Türkiye genelinde derece alan aşıklar katılacak.

Sorgun Belediyesi’nin katkılarıyla bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilecek olan Aşıklar Bayramı’nda Aşık Dindarî ve Şair Kasım Kazancıklıoğlu, ünlü aşıkların ve şairlerin katılacağı bir programla anılacak.

Sorgun Şair ve Yazarlar Derneği Başkanı Durali Doğan’ın verdiği bilgiye göre, Aşıklar Bayramı’na Kars’tan Aşık Burhanî, Aşık Sezginî, Sivas’tan Aşık Gülçınar, Kayseri’den Aşık Çapanoğlu ve Ozan İlyas Türkmen, Sorgun’dan Şah Ozan katılacak.

Durali Doğan, “Aşıkların yanı sıra Alanya’dan Arslan Bayır, Ethem Kaygısız, Ankara’dan Murat Duman, Sorgun’dan Hacı Yiğit, M. Ali İlbaş, Hüseyin Adak, Rıfat Çakır gibi daha ismini sayamadığım şairler de güzel şiirlerinden birer demet sunacaklar” dedi. Doğan, geceye bütün Yozgatlıların davetli olduklarını belirtti.

Âşık Kasım Kazancıklıoğlu, Osman Bölükbaşı ile Sorgun’da aynı koğuşta kalmış

Sorgun Selâm gazetesi, Âşıklar Bayramı münasebetiyle bazı ilginç ayrıntıları da hatırlattı.

Adlarına “Âşıklar Bayramı” düzenlenen Aşık Dindarî ve Şair Kasım Kazancıklıoğlu’nun Sorgun ilçesinin Alcı Köyü’nde yaşamış olduklarının belirtildiği haberde, Kazancıklıoğlu’nun, Türk siyasetinin renkli simalarından Osman Bölükbaşı ile Sorgun Hapishanesi’nde aynı koğuşta kaldıkları kaydedildi. Gazetenin bu konuda verdiği bilgi şöyle:

“Anadolu Fırtınası lâkablı, Türk siyasetinin renkli simalarından Osman Bölükbaşı 89 yaşında hayata veda etti. Güzel ve etkili hitabetiyle ün yapmış, yaptığı siyasî mitinglerinde en çok kalabalığı toplamış, ancak o çoklukta oy alamayınca bir konuşmasmda dinleyenlere şöyle demişti: “Sapınız çok, ama deneniz yok.”

1913 Kırşehir-Hacıbektaş doğumlu idi. 1946'da DP’ye girdi. 1 yıl sonra ayrılarak Millet Partisini (MP) kurdu. İnönü ve Bayar’a komplo düzenlediği iddiasıyla 1949’da tutuklandı, sonra serbest bırakıldı. 1950’de MP’den Kırşehir Milletvekili seçildi. DP Hükümeti Kırşehir'i ilçe yaptı. DP Hükümetine sert eleştiriler yöneltince 1957’deTBMM’ye hakaretten tutuklandı.

Osman Bölükbaşı ile tanıştığı yıllar

İşte bu 1946-1957 yılları Şair Kasım Kazancıklıoğlu ile tanıştığı yıllardır. Kasım Kazancıklıoğlu, Sorgun’un Alcı köyünde 1903-1976 yılları arasında yaşamıştır. Öğretmen ve büyük bir şairdir. 1946’da kurulan Demokrat Parti’nin İç Anadolu’da kurucuları arasına katıldı. Osman Bölükbaşı ile Anadolu’yu karış karış gezerek hem parti için yatırım yapmış, hem de siyasî şiirler yazmıştır. Kasım Bey, eğitimci ve şair olduğu kadar, sivri dilli ve nüktedan bir kişiliğe sahipti. Kasım Kazancıklıoğlu ile Osman Bölükbaşı’nın kader çizgisi Sorgun Hapishanesi’nde kesişti.

Haviş Hanımın evi belediye binasıdır

Sorgun’un meşhur cezaevinde renkli politikacılardan Osman Bölükbaşı ile Şair Kasım Kazancıklıoğlu da yattı.

Kasım Beyin hapisliği bir 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı gününe rastlar. Bayram akşamı Belediye’de ziyafet verilmektedir. Kasım Bey, yattığı koğuştan belediyede (Haviş Hanım’ın evi belediye binasıdır.) yanan lüks lambalarının aydınlığında ziyafeti görür ve kendi mahpusluğunu düşünerek hislenir, kalemi eline alır ve şiir yazar. Nöbetçi jandarmayla gönderir.

Kasım Beyin şiiri

Belediye Reisi Mehmet Akyol şiiri alır, okur, ileri gelen zata okutur. Savcı Salih Demirci de okur. Savcı Bey jandarmaya, “Kasım Beyi buraya getirin. Hastalanmış, Doktor Bey tedavi edecek” diyerek Kasım Beyi getirtir.

Ziyafet, Kasım Beyin de iştirakiyle sabahlara kadar sürer. Kasım Beyin yazdığı şiir şöyleydi:

Sayın Mehmet Akyol Reis-i Belde
Bir el mızrap tutar, öbür el telde
Talihim makûstur kuvvet yok elde

Ne yazık kaderim karadır Akyol
Bu gün kara bağrım yaradır Akyol

Bir zamanlar biz de konar göçerdik
Arkları atlardık, köprü geçerdik
Hapis olmasaydık bol bol içerdik

Ne yazık kaderim karadır Akyol
Bu gün kara bağrım yaradır Akyol

29 Teşrin-i Evvel şenlik sesi var
Herkesin bir günâ, bir hevesi var
Kasım'ım bu günde gam tasası var

Ne yazık kaderim karadır Akyol
Bu gün kara bağrım yaradır Akyol

1 Temmuz 2009 Çarşamba

Engelini azmiyle aşıp 28 madalya kazandı

Dört buçuk yaşındayken Yozgat’ın Sorgun ilçesinde elektrik çarpması sonucu bir kolunu ve 2 bacağını kaybeden 14 yaşındaki Kübra Öçsoy, “Bedensel Engelliler Masa Tenisi Milli Takımı”na seçildi ve farklı yarışmalarda 28 madalya kazandı.

Türkiye Milli Paralimpik Komitesi tarafından düzenlenen “1. Uluslararası Paralimpik Gençlik Yaz Kampı” Marmaris’te devam ediyor. İçmeler Panorama Park Otel’de gerçekleştirilen kampa Türkiye’nin yarı sıra ABD, Almanya, Güney Kore, Hollanda, Kenya ve Yunanistan’dan 13-17 yaş grubundan yaklaşık 70 bedensel ve görme engelli çocuk katılıyor.

Kampa katılan ve iki buçuk-üç yıldır masa tenisi sporuyla uğraştığını belirten 14 yaşındaki bedensel engelli Kübra Öçsoy, nasıl engelli hâle geldiğini ve tek eliyle hayata nasıl tutunduğunu anlattı.

Öçsoy, “Yozgat’ın Sorgun İlçesi’nde 4,5 yaşında elektrik çarpması sonucu bir kolumu ve iki bacağımı kaybettim. Bacaklarımda protez kullanıyorum, koluma ise büyüyünce protez takılacak. Spora başlayınca kendime daha çok güvenim geldi, her şeyi daha hırsla ve azimle yapabiliyorum” dedi.

Sporla hayatım değişti

Öçsoy, spora başlamadan önce, dışarı çıkmaya bile cesaret edemediğini ve korktuğunu belirterek, şunları söyledi:

“Şimdi öyle değilim. Dışarıda kısa kollu kıyafetler giyip protezlerimle gezebiliyorum. Eskiden, ‘insanlar bana mı bakıyor’ diye düşünüyordum. Engelli olmamın sebep olduğu korkularım vardı. Bütün korkularımı spor sayesinde yendim. Takım olarak 2007 yılında Avrupa üçüncüsü olduk. Macaristan’da ise açık turnuvada 1. olduk. Farklı müsabakalarda kazandığım 28 madalyam var. Bedensel engeli olan çocuklar ve gençler kesinlikle ‘engelliyim’ diye evde oturmasınlar. Camın kenarına geçip de etraflarına bakmasınlar, dışarı çıksınlar. Ben sporun yanında okuluma da devam ediyorum. Lise birinci sınıftayım ve teşekkür belgesi aldım.”

Antenör Kılınçkaya: Kübra, engelini azmiyle aştı

Bedensel Engelli Kübra Öçsoy'un antrenörlüğünü yapan Türkiye Bedensel engelliler Masa Tenisi Milli Takım Antrenörü İlhami Kılınçkaya, Kübra’yı 2007 yılında Doğan Çağlar Ortopedik Engelliler Okulu’nda tanıdığını belirterek, şunları söyledi:

“Kübra, elektrik çarpması sonucu tek kolu ve iki ayağı ampute olan bir çocuğumuz. 2007 yılında başladığımız bir çalışmayla Kübra'yı Türkiye'ye ve dünyaya tanıttık. Kübra çok engeli olan, ancak bu engelini azmiyle aşabilen çok başarılı bir sporcumuz. 2 yıldır uluslararası arenada yarışan şu anda paralimpik oyunlara gitme hakkını kazanan başarılı sporcularımızdan biri. Kübra, 2007 yılında ilk defa katıldığı Avrupa şampiyonasında takım halinde 3. oldu. Daha sonra Macaristan, 2008 yılında Slovenya, 2009 yılında da Macaristan ve Slovenya'da altın madalya, son Avrupa şampiyonasında da bronz madalya alan bir sporcumuz.”

(Kaynak: hurriyet.com.tr)